Merhaba, ben tüm unuttuklarına dahil varlığım. Yazana kadar kim bilir daha kaç mum sönecek, kaç kişi göçecek.. Uzun zaman sonra kelimelerle oynamamın ne gereği var bilmiyorum. Hemde böyle bir akşamda.. Aslında içindem hiçbir şey söylemek gelmiyor. Ne kendimi ne de seni üzecek halim var. Bu kadar kötü olabileceğini, kötü gideceğini düşünmemiştim. Her şeyin tozpembe olmayacağını, bunun imkansız olduğunu biliyordum. Belkide ben pembeyi sevmiyordum. Ben sevmeyi zorunluluk sayıyormuşum. Her insanın birini sevmesi zorundaymış gibi. Sonradan öğrendim öyle olmadığını. Birini yada bir şeyi sevmenin ne kadar zor olduğunu yaşayarak anlayabilirsin demişti, haklıydı..
Onu tanımıyordum ama söylediklerinin doğruluğuna inanıyordum. Hiç görmemiş olmama rağmen. Şu aşamada sorarsan neyden bahsediyorsun diye, hiçbir fikrim yok derim. Çünkü sevmek, sevilmek fikri olmayanların becerebildiği bir oyun. Dersen ki oyunlar kurallara göre oynanır.. Bence bu bir kumar, blöf, yalan.. En zengininden en fakirine kadar hiçbir varlık gerektirmeden oynanan bu kumar.. Kumar masalarında elbet biri kazanır yada şansı yaver gidenler dengeli bir şekilde bölüşür. Diğer bir ihtimal herkesin kaybetmesidir. Buna ben de dahilim. Diyeceksin ki elbet biri kazanmalı. Ben ne kazandığımı biliyorum ne de kaybettiğimi. Sürüklenip gidiyorum. Memnun muyum? hiç bilmiyorum. Belkide acı çekmeyi seviyorum. Acı çekmek.. onun ne demek olduğunu hatırlamaz gibiyim. Ne gözümde bir yaş, ne kalbimde bir sızı, ne sıcak nefesim.. Onlarda terk edip gittiler. Sırada tek tek dökülen saçlarım var...
En başından beri söylemek istediğim bir şey vardı. Tüm eveleyip gevelemem bu yüzden..
Ben bir kalp arıyorum, hiç buralarda gördün mü?
Saf ve temiz...
Zamanla alay eden ben, bunun ne demek olduğunu şimdilerde anlıyorum. Bilmediğim o kadar çok şey varmış ki bu hayatta ve hala bilmediklerim... Sorular sorup kendimden cevaplar bekliyorum. Uzun zamandan beri cevap vermemi bekliyorum. Zaman o kadar çabuk geçti ki...
Bulamadığım, bulamayacağım bir şey arıyor gibiyim. Bulursam memnun kalır mıyım? hiçbir fikrim yok. Sahi, ben bir kalp arıyordum. Hala cevap vermedin. Yoksa görmedin mi? Hay Allah! En çokta sana bağlamıştım ümidimi görmüşsündür diye..
Üzülmeli miyim? Bana yakışmaz.
Ağlamalı mıyım? Zorlarsam belki, o da birkaç damla.
Unutmalı mıyım? Pes etmek yok.
Sevmeli miyim? Ama benim bir kalbe ihtiyacım var. Kalpsiz insanlar sevemezler, sevdiklerini düşünürler ve bu da hiçbir zaman gerçek olmaz, olmayacak. Bu dünyadaki en kötü şey belkide kalpsizlerin hiçbir zaman sevemeyecek oluşları ve kendilerini avutuşları...
Hep garip olan insanları sevmişimdir. Onları da öyle...
Son olarak, senden bir kalp istemiştim. Daha doğrusu gördün mü diye sormuştum. O kalbi senin sakladığını biliyorum. Şimdi sana soruyorum;
O kalbi bana verecek misin, yoksa sonsuza kadar o kalp ve onun ruhuyla mı yaşayacaksın?
Seçim senin...
Mumlar söner ve perde kapanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder