Bazılarımız yalnızlığa mahkum. Bazılarımız yalnızlığın ne olduğunu bilmez. Ve bazıları yalnız gibi görünmese de aslında en yalnızlarımızdandır. Galiba son söylediğime giriyorum. Hani bir tiyatrocu oyununu sergiledikten sonra gecenin bir vakti ıssız sokaklardan evine döner ya, Hayko Cepkin'in klibine konu ettiği gişe görevlisi bilet koçanı bittiği zaman yalnızdır ya, bir radyo programcısı 2 saat boyunca seslendiği dinleyicilerinden 2 saatin sonunda ayrılır ve yalnızlığına koşar ya, bir şovmen'i televizyondan izlerken veya herhangi bir programı.. televizyonu kapattığınızda yalnızdır o. Arkadaşımın çantasında yazdığı gibi ''ALONE''...
Her güzel şeyin sonu olduğu gibi, her kötü şeyinde sonu var. Sabretmek herkesin yapabileceği bir şey değil ki. Son günlerde fark ettim ki inanılmaz sabırlıyım. Sabır küpü mü derlerdi büyüklerimiz? Bademciklerim, küçük dilim ve ses telleri üçlüsünün arasında bir şeyler var gün yüzüne çıkamayan. Kılçık gibi takıldı kaldı. Ya biri çıkaracak, yahut kendisi çıkacak veya zamanla yok olacak. Kim bilir...
Hayat, mayat diyorlar, Benim gözüm mayat'ta. Hayatın eksiği var: Hayat eksik hayatta. İşin aslını ararsak tarih boyunca hiçbir şair, yazdığı şiirlerde ne demek istediğini kendide bilmemiştir. Necip Fazıl'da öyle. Şiirde anlam aramak, evin duvarlarına renk beğenmek için bir resim sergisi gezmekten farksızdır. Sunay Akın'a sevgiler...
Hayatımız boyunca bizi etkileyen şarkılar bütünü vardır. Birazdan o konuya iştirak edeceğim. Sırada otobüs aşkları falan var. Güzeldir otobüs aşkları. Kısa sürer. Uzun sürüyor da ne oluyor? Amann birkaç saatlik zevk uğruna boşver. İki göz teması, bir miktar serotonin salgılanması yeterlidir günü kurtarmak adına ehe..
Beni çok etkileyen şarkılardan birine geldiğimizde dizelerde şöyle deniliyor;
Bir an gelip de küllenince,
Yüreklerimiz dinlenince,
Başka sevgilerde teselli bulunca,
İşte biz o gün düşüneceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder