3 Şubat 2014 Pazartesi

Yumurta

Garip bir akşam, garip bir hafta...Her şeyin biteceği günü bekleyerek yaşamak ne kadar zordur? Bir anda farklılaşan bir dünya düşünün. Sevmediğiniz onca şeyin yanında sevdiğiniz şeylerin yok olduğunu düşünün. Sadece gözlerini yumduğunda belkide dünyanın en acı veren yer olduğunu anlayacaksın. Hiç yaşamadığın acıları yaşayacaksın. Etrafında görerek paylaşmış olduğun acıların sadece senin üstüne yıkılmasını nasıl kaldırabilirsin ki?
Güçlü olmalı insan. Her şeyin karşısında dimdik ayakta durmalı. Bir şekilde mutlu olmayı bilmeli her şeye rağmen. İçine ağlamalı belki. Uyanmamalı uykusundan. Belki böylesi daha iyi...
Ne yapabilirsin onun için? Belki hiçbir şey, belki birçok şey. Ama bir insanın gözündeki mutluluğu görmek, onu hissetmek.. hazların en tarif edilmezi. Bazı gerekçelerin arkasına sığınarak her şeyi kökünden koparmak hiçbir şey yapmamak. Sanırım birçok şey yapmak. Kendini ifade edememek o kadar kötü ki, sokak kedisinden farkın kalmıyor. Ne kadar miyavlarsan miyavla karşındaki seni anlamadıktan sonra ne gelir ki dilinden? Bizler için de öyle. Bir yerden sonra her şeyden vazgeçer oluyorsun. Zor zamanlar geçiriyorsun. Kendini mutlu edip diğer mutlu olmak isteyenleri de mutlu etmeye çalışıyorsun. Elbet bir yerde rotan şaşıyor. Hata yapıyorsun. Hatalardan hep çekinmişimdir hayatım boyunca. Ama şimdi anlıyorum ki ben hata yapmayı çok seviyorum. Her şeyi berbat etmeyi çok iyi beceriyorum. Hata yapmaktan bahsetmiyorum şu an. Berbat etmek benim işim. Mantığını kullanabilen bir insan olamadım maalesef. Duygularımın esiri olmaktanda hiç bıkmadım, usanmadım. Ne kadar üzülsemde.. Ama öyle bir zaman geliyor ki mantığınla hareket etmek isteyip yine esir düşüyorsun. Belki bir hışım sağlıklı kararlar vermek için çabalıyorsun çabalıyorsun fakat sen kendini anlıyorsun. Esir olmaktan hiçbir zaman kurtulamayacağını anlayınca acizleniyorsun. Hem de öyle böyle değil...
Mutluluk önceden aldığım bir karar olsaydı eğer, ki böyle bir şey mümkün değil. Mutlu olmanın hiçbir şartı yok. Mutlu olacağım diyorsan mutlu olacaksındır. İnanıyorsan başaracaksındır. Yoksa her şeye uzaktan bakarak, yargılar koyarak mutlu olmanın bir yolu yok...
Vazgeçmeyi öğrenmeli insan, kendi öğrenmeli. Vazgeçersede bir daha geri dönmemeli. Hayatımda hiç böyle bir karar alamadım. Belki bunun arifesindeyim ama ben bile bilmiyorum. Fakat başarabilirsem kelimenin tam anlamıyla...
Yazılacak o kadar çok şey var ama bazı şeyleri haykırmak istiyorum. Geçip karşısına sırayla bağırmak istiyorum. İçimden kelime gemilerinin geçmelerini ve bekleme yapmadan bu işlemi gerçekleştirmelerini istiyorum. Söyleyecek çok şey var. Fakat duygularıyla hareket eden ben bunları kendimle paylaşmaktan ileri gidemeyeceğim. Mantığımı biraz eğitmem gerektiğini düşünüyorum. Böylesi çok daha iyi olacak. Sanırım bu her şeyden çok daha zor...
Hiçbir şey bitmiş değil. Elinden ne geliyorsa yap. Yoksa sol elindeki yumurtanın kırılmasını beklerken sağ elindeki yumurta kırılır. Ve böylesi inan bana daha acı verici...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder