17 Temmuz 2012 Salı

Kazandibi

Aslında daha tam anlamıyla dolmadım. Kazanın dibinde kalanları sıyırmam lazım. Yaz günlerinde klimanın serinlettiği gibi serinletmek isterdim insanları, fakat başarılı olamadım. Gerçi neyi başarabildim ki.. Ona güvenme, buna güven. Hani pedere bile güvenmeyecektik. Hep klişe sözler, konular. Neden güveniyoruz? Ulan kendine bile güvenmeyeceksin daha ne..
Yalnızlık... Kendimize vakit ayırmak lazım. Kendimizi dinlemeliyiz. Hatta yalnızlığımızla bi kahve içmeye bile gidebiliriz. Başkalarıyla zevk alarak yaptığımız şeyleri onunla deneyebiliriz. Belki bu bize iyi gelmeyecek ama, kendimizi kazanacağımızı düşünüyorum.
Hani filmimizin baş karakteri vardır. Her akşam meyhane tam kapanırken kapıdan çıkar. Hani o rakıyı sevgilisi gibi içmesini, sigaradan derin bi fırt çekmesini.. Her karakteri kendimizle özdeşleştiririz zaman zaman. Bardağındaki dudak izinde gizlidir yalnızlık. Sigarasındaki dumanda, herhangi birine ısmarladığı içkide, verdiği bahşişte, attığı adımlarda...
Bu oyunun büyük bölümünde hep birilerine güvenmek zorunda hissederiz ve mecburuzda. Kuralına göre oynadıkça kaybediyoruz. Hep iyiler kazanıyordu. Ne oldu onlara? Kaybettiklerinizin değerini sadece yalnız kaldığınız zamanlarda anlıyorsunuz. Birkaç saat görüşseniz ya da daha fazla, belki bir daha istemeyeceksiniz. Siz azla yetinmesini bilin yeter. Gurur denilen şey çok pis. Yapacağınız varsa bile size engel. Ayağınıza sarılan ağlak çocuk gibi. Engelsiz koşuda ayağımızı burkmamız gibi..
Aşık olduğumuzu zannederiz hep. Her yeni başlangıç tatlı gelir hepimize. Davranışlarınızda büyük bir değişim olur, tabi ilişkinin sonuna kadar ve sonlandırma aşamasından bir uzun süre daha. Unutamamak, acı çekmek bunlar en tatlı kısımları aslında. Acıymış pehh. İşte o aşık olduğumuzu zannettiğimiz kişilere aslında aşık değilmişiz. Biz sadece aşka aşıkmışız. Çektiğimiz acıları seviyormuşuz meğersem. Ne demiş Zeki Müren 'yeter ki gel bana senede bir gün'. Ne güzel aşk senede bir gün olanmış. Herhangi bir zamanda karşılaşacağınız yermiş. Mutlu geçen bir gününüzün onun hayaliyle beraber piç olmasıdır. Ve daha niceleri. İşte biz bunlara aşığız..
O kadar yalnızlık tecrübem var ki anlatabildiğim kadarı bu. Anlatamadığım daha doğrusu. Telefonumun şarjı 2-3 gün kadar idare ediyor. Saat 16:22de hep hava durumu mesajı gelir. Ama mesajın hava durumu olduğunu bile bile bir ümit avuçlarım telefonu. Akşamları babasından gofret bekleyen çocuğun beklediği gibi mutlu edecek birilerini bekler dururum. Gelmeyeceğini bile bile. Hiçbir zamanda gelmeyecek..
Üzülerek söylüyorum, iyi görünen iyi olarak nitelendirebilirim kendimi. Çünkü bu hayatta kötü yanın mutlaka olacak. Herkese iyi davranmak salaklığın hatta salaklık bile değil. Belki, evet evet kelime bulamadım. Evet kabul ediyorum salağım..
Meyhane masasında anlattığımız karakterimiz bilgisayarın başında bu şarkıyı dinliyor. Benzetme. Paralel kurguda olabilir. Hep karıştırıyorum. İşin şakası bi yana karıştırmıyorum artık. Paralel kurgu ile benzetme diye bir şey karıştırılamaz ki. Sadece metin uzun gözüksün diye saçmaladığım birkaç cümlecik.
Gönlümde açmadan solan bir gülsün
Her zaman gamlıyım her zaman üzgün
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeterki gel bana
Senede bir gün, senede bir gün...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder