21 Haziran 2012 Perşembe

Gelecekten bugüne nah geçer bu silsile (Ölüm)

Gününüz ne kadar iyi geçse de akşamına ne yaşayacağınızdan haberiniz yoktur. Amk sanki ilkokul çocuğuna anlatıyorum ya ne oluyorsa bana. Hayalleri, umutları olan insanlarız. Ve bunları gerçekleştirmek adına çabalarımız söz konusu. Bu yola bizimle beraber olanlarla çıktık. Fakat gördük ki yavaş yavaş eksilmeye başladılar. Jurassic Park gibi her gün biri eksiliyor. Size inandığını düşündüğünüz insanların gün gelince inanmadığını anladığınızda, evet üzülüyor musunuz? hayır hiç sanmıyorum. Bunca zaman onlara güvendiğiniz için üzülüyorsunuz. Sadece bunun için. Bize biz yeteriz...
Bir şeyleri terk edip gitmek pek kolay değil aslında. Başka bir hayat, yeni sorumluluklar. Terk etmek? Ölmek bile olabilir. O da terk etmek. En iyi yollardan biri. Hayattayken yanıldığınız şeyleri anlamanın en iyi yolu ölmek. Ama geri dönüşü yok. Geride bıraktıklarınız, evet üzülecekler fakat hayat öyle bir tokat atacak ki onlara yaşarken ölecekler. Ve bir kezde sizinle ölmek isteyecekler. Ölmek mi? Daha çok genciz. Ama kim biliyor ki ne zaman öleceğimizi...
Bazı insanlar küçükken yaptıkları her şeyi, gelecek nesle aktarma çabasında. Hayatlarını nasıl şekillendirmişseler, bizleri de aynı kalıbın içine sokma çabasındalar. Ee.. peki biz o kalıba ait olmak istemiyorsak? zorla mı? evet! bazı şeyler zorla olmak zorunda gibi görünüyor. Hayır hayır böyle bir şey olmaz. Zorbalık gibi bir şey. Biz özgür değil miyiz? Siz kim oluyorsunuz lan! İnanmayan, inanıyor gibi davranan insanlar topluluğu...
Dikkat ettiyseniz şimdinin zenginleri okumamış kişilerden oluşuyor. Evet bunda utanılacak, küçümseyecek hiçbir şey yok. Evet onlar bunu hak etti. Hiçbir şekilde hor göremeyiz. Hangimiz zengin olmak istemez ki bu hayatta? mesela ben. Gerek yok diye düşünüyorum. İhtiyaçlarımı karşılayabileyim yeterli. Ailelerimiz ilerde doktor, mühendis olmamızı isterler. Peki onlar ne olmuş bu hayatta? Olamamış olabilirler. Zenginde olmayabilirler. Ama insanlar. Gerçek insanlar...
Şimdiye kadar hiçbir düşüncemi derinlemesine dile gitirmemeye çalıştım. Başarılı da oldum. Ama düşünüyorumda yanlış yoldayım. Kimsenin kalbini kırmamak, onları kaybetmemek adına hiç ağzımı bile açmadım. Böyle olduğum içinde kaybeden oldum. Göründüğümüz gibi değiliz. İçimizde kim bilir ne fırtınalar kopuyor. Ama hiçbir zaman birkaç yağmur damlasından fazla olay yaratmıyor. Sessiz... 
Bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Birkaç insan eksilecek. Ben bile eksilebilirim bu hayattan kim bilir.. Yaşamak ölmekten daha fazla cesaret ister demişti Afet hoca... Peki yaşarken ölmek?
Çok ölümden bahsettik sanırsam. Bu akşamki parçamız şekillendi. Tabi ki Hayko Cepkin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder